zikr için arama sonuçları
► Şayet korkarsanız ayakta ya da binek üzerinde (namazlarınızı kılın). (Korku hâli geçip) emniyete kavuşunca, size bilmediklerinizi öğrettiği gibi Allah’ı zikredin. (2/Bakara, 239)
Burada boşanmaya dair ayetler kesilmiş, namaz konusuna temas edilmiş, sonrasında tekrar boşanma hükümlerine dönülmüştür. Bu tasarrufun gelişigüzel ve amaçsız olması mümkün değildir. En doğrusunu Allah (cc) bilir demekle beraber, iki hikmet zikredebiliriz:
a. Allah’ın (cc) hükümlerini uygulayabilmek için, kul ile Rabbi arasında manevi bir bağ olmalıdır. Hiç şüphesiz, bu bağların en kuvvetlisi namazdır.
b. Namaz bir ibadet olduğu gibi; Allah’ın (cc) şeriat ve yasalarına boyun eğmek, başka kanun ve yasalara iltifat etmemek, Allah’ın rızasına uygun yaşama isteği ve çabası da bir ibadettir.
► Dedi ki: “Rabbim! Benim için bir alamet kıl.” Dedi ki: “Senin alametin, (jest ve mimiklerle) işaretleşme dışında üç gün boyunca insanlarla konuşamamandır. Rabbini çokça zikret. Akşam ve sabah O’nu tesbih et.” (3/Âl-i İmran, 41)
► Onlar ki ayakta, otururken ve yanları üzere yatarken Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler ve (derler ki): “Rabbimiz! Sen bunu boşa yaratmadın. Seni eksikliklerden tenzih ederiz, bizi ateşin azabından koru.” (3/Âl-i İmran, 191)
► Namazı bitirdiğinizde ayakta, oturarak ve yanlarınız üzere Allah’ı zikredin. (Korku hâli geçer de) mutmain olursanız namazı dosdoğru kılın. Şüphesiz ki namaz, belirlenmiş vakitler içinde müminlere farz kılınmıştır. (4/Nisâ, 103)
► Şüphesiz ki münafıklar, Allah’ı aldattıklarını sanırlar. (Oysa onlara mühlet verip, azabın gelip çattığı güne kadar onları oyalamakla) Allah onları aldatmaktadır. Namaza kalktıkları zaman tembel bir şekilde kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı çok az zikrederler. (4/Nisâ, 142)
Kitap ehli müşriklerin sapkın Allah tasavvuru için bk. 5/Mâide, 64
► Gönülden yalvararak, korku ile ve yüksek olmayan bir sesle, sabah ve akşam Rabbini zikret. Sakın gafillerden olma! (7/A'râf, 205)
Ayet, zikrin önemi ve adabını belirtmiştir. Allah Resûlü (sav) ve güzide ashabı bu edep çerçevesinde Allah’ı (cc) zikretmişlerdir. Bu adaba uymayan ve adına zikir denen tüm ritüeller, İslam dışı dinlerden alınmıştır.
► Ey iman edenler! Bir toplulukla karşı karşıya geldiğinizde sebat edin. Allah’ı çokça zikredin ki kurtuluşa eresiniz. (8/Enfâl, 45)
► Onlar ki; iman edip, kalpleri Allah’ın zikriyle mutmain/huzur ve güven içinde olanlardır. Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur. (13/Ra'd, 28)
► Şüphesiz ki zikri/Kur’ân’ı biz indirdik. Onu koruyacak olan da hiç kuşkusuz yine biziz. (15/Hicr, 9)
► (Peygamberleri) apaçık deliller ve Kitaplarla (yolladık). Sana da bu zikri/Kur’ân’ı indirdik ki, insanlara indirileni onlara açıklayasın. Umulur ki düşünürler. (16/Nahl, 44)
Peygamber’in (sav) Kur’ân’a dönük iki temel vazifesi vardır:
a. Onu eksiksiz bir şekilde insanlara ulaştırmak yani tebliğ. (bk. 5/Mâide, 67)
b. İndirilen Kur’ân’ı açıklayıp beyan etmek. Allah Resûlü’nün (sav) söz ve davranışlarını yani Sünneti’ni değerli kılan da budur. O (sav), Allah’ın gözetimi altında 23 yıl boyunca bir yandan inen ayetleri insanlara okumuş, diğer yandan söz ve davranışlarıyla (Sünnet ile) Allah’ın (cc) ayetlerden neyi murat ettiğini belirtmiştir. Her iki vazifesini de en güzel şekilde ve eksiksiz olarak ifa ettiğinden, Allah (cc) onu her konuda insanlığa örnek göstermiştir. (bk. 33/Ahzâb, 21)
► Sabah akşam Rablerinin rızasını umarak O’na dua edenlerle beraber sabret. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözünü onlardan ayırma. (İlgin, alakan onlar üzerinde olsun.) Kalbini zikrimizden gafil bıraktığımız, hevasına uyan ve işleri hep aşırılık olan kimseye itaat etme. (18/Kehf, 28)
bk. 6/En’âm, 52-53
► Onlar ki benim zikrime (ayetlerime) karşı gözleri örtülüydü. (Kur’ân’ı) dinlemeye de tahammül etmezlerdi. (18/Kehf, 101)
► “Şüphesiz ki ben, Allah’ım. Benden başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. Bana ibadet et. Beni zikretmek için namaz kıl.” (20/Tâhâ, 14)
► “Çokça zikredelim.” (20/Tâhâ, 34)
► “Sen ve kardeşin ayetlerimle (Firavun’a) gidin ve beni zikretmekte gevşeklik göstermeyin.” (20/Tâhâ, 42)
Firavunî sistemlerle mücadelede, Allah’ı (cc) anmak/zikretmek, muvahhidin en önemli güç kaynağıdır. Zira Allah’ı anan, Allah (cc) tarafından anılır (2/Bakara, 152).
İsmi Mele-i A’lâ’da övgüyle geçen biri yeryüzünün en güçlülerindendir. Çünkü arkasında Mele-i A’lâ’nın görünmez orduları vardır. Firavunların tehditleri karşısında Allah’ı anmak, kalbi teskin edip yatıştıran (13/Ra’d, 28) ve ayakları sabit kılan (8/Enfâl, 45) bir etkiye sahiptir.
► “Kim de zikrimden (göndereceğim Kitaplardan) yüz çevirirse, şüphesiz ki ona sıkıcı/dar bir hayat vardır ve Kıyamet Günü'nde onu kör olarak diriltiriz.” (20/Tâhâ, 124)
► Yoksa O’nu bırakıp da ilahlar mı edindiler? De ki: “Getirin (bakalım içinde hiçbir şüphe olmayan) kesin kanıtınızı! Bu, benimle olanların ve benden öncekilerin zikridir/ortak davetidir. (Bakın bakalım, yalnızca Allah’ı ilah edinmek dışında bir zikir/mesaj var mı?)” Bilakis, onların birçoğu hakkı bilmezler ve onlar yüz çevirmektelerdir. (21/Enbiyâ, 24)
► Kâfirler seni gördüklerinde sadece seni alaya alırlar. (Derler ki:) “İlahlarınızı (gündem yapıp) onların (ayıplarını) zikreden bu mu?” Rahmân’ın zikrini/Kitabı’nı inkâr edenler onlardır oysa! (Buna rağmen Allah’ın Resûlü’nü alaya alıyor, taştan varlıklara dil uzattı diye onu ayıplıyorlar.) (21/Enbiyâ, 36)
► De ki: “Gece ve gündüz, Rahmân’a karşı kim sizi koruyabilir? (Hayır, öyle değil!) Bilakis onlar, Rablerinin zikrinden/Kitabı’ndan yüz çevirmişlerdir.” (21/Enbiyâ, 42)
► (Mescid-i Haram’ın ehli olduğunuzu ileri sürüp) onunla büyüklük taslıyor, geceleri (bir araya toplandığınızda Kur’ân okumayı ve Allah’ı zikretmeyi) terk ediyordunuz. (23/Mü'minûn, 67)
► Onları alaya aldınız. Öyle ki (onlarla uğraşmanız) size beni zikretmeyi unutturdu. Siz onlara sürekli gülüyordunuz. (23/Mü'minûn, 110)
► Muhakkak (bu zikri/hatırlatmayı da) yalanladılar. İleride, alaya aldıkları şeyin haberleri onlara gelecektir. (26/Şuarâ, 6)
► İman eden, salih amel işleyen, Allah’ı çokça zikreden, zulme uğradıktan sonra öçlerini alan (şairler) müstesna. Zulmedenler çok yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini bilecekler. (26/Şuarâ, 227)
► Andolsun ki sizin için, Allah’ı ve Ahiret Günü’nü uman ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah Resûl’ünde güzel bir örneklik vardır. (33/Ahzâb, 21)
► Şüphesiz ki teslim olan erkekler ve teslim olan kadınlar, iman eden erkekler ve iman eden kadınlar, gönülden ve sürekli Allah’a kulluk yapan erkekler ve gönülden sürekli Allah’a kulluk yapan kadınlar, sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (Allah’tan) saygıyla korkan erkekler ve (Allah’tan) saygıyla korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, iffetini koruyan erkekler ve iffetini koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı) çokça zikreden kadınlar; Allah onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. (33/Ahzâb, 35)
► Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. (33/Ahzâb, 41)
► Sen, ancak zikre/Kur’ân’a uyan ve gaybta (görmedikleri hâlde ya da kimsenin kendilerini görmediği yerlerde) Rahmân’dan korkanları uyarırsın. Böylesini mağfiret ve değerli bir mükâfatla müjdele. (36/Yâsîn, 11)
► Zikri okuyanlara andolsun ki, (37/Saffât, 3)
► Demişti ki: “Benim hayra (atlara) olan sevgim, beni Rabbimi zikretmekten alıkoydu.” Nihayet o da perdenin arkasına gizlendi. (Güneş battı, ibadet vakti çıktı.) (38/Sâd, 32)
► “Onları bana geri çevirin.” Atların ayaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı. (Onu Allah’ı zikretmekten alıkoydukları için onları kesip, hayatından çıkardı.) (38/Sâd, 33)
► Allah’ın göğsünü İslam’a açtığı ve Rabbinden bir nur üzere olan kimse ile (kalbi mühürlenmiş ve karanlıklar içinde bırakılmış kimse bir olur mu hiç)? Allah’ın zikrinden yana kalpleri katı olanların (Allah anıldığı hâlde kalpleri yumuşamayanların) vay hâline! Bunlar, apaçık bir sapıklık içerisindelerdir. (39/Zümer, 22)
► Allah, (ayetleri) birbirine benzeyen (ve ayetleri) tekrar eden, sözün en güzeli olan (Kur’ân’ı) Kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, ondan dolayı derileri ürperir/tüyleri diken diken olur. Sonra ciltleri ve kalpleri Allah’ın zikrine yumuşar. İşte bu, Allah’ın hidayetidir. Onunla dilediğini hidayet eder. Kimi de Allah saptırmışsa, ona doğruyu gösterecek hiç kimse yoktur. (39/Zümer, 23)
► Kim de Er-Rahmân’ın zikrinden yüz çevirirse, ona bir şeytan bağlarız da (hep) onunla beraber olur. (43/Zuhruf, 36)
► Müminler der ki: “(Savaşın hükmünü ve sevabını anlatan) bir sure indirilseydi ya!” İçinde savaşın zikredildiği muhkem bir sure indirildiğinde, kalplerinde hastalık bulunanların, (ölüm korkusundan peyda olmuş) baygın bakışlarla sana baktığını görürsün. Korktukları başlarına gelsin! (47/Muhammed, 20)
► Bizim zikrimize/Kitabı’mıza sırtını dönen ve yalnızca dünya hayatını isteyen kimseden yüz çevir. (53/Necm, 29)
► İman edenlerin, Allah’ın zikrine ve (Kur’ân ayetlerinden) inen hakka karşı kalplerinin yumuşamasının zamanı gelmedi mi? Bundan önce kendilerine Kitap verilen, uzun bir zamanın geçmesiyle de kalpleri katılaşan ve birçoğu da fasık olan kimseler gibi olmasınlar. (57/Hadîd, 16)
► Şeytan, onları hâkimiyeti altına almış ve onlara Allah’ı zikretmeyi unutturmuştur. Bunlar, şeytanın taraftarlarıdır. Dikkat edin! Hiç şüphesiz şeytanın taraftarları, hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (58/Mücadele, 19)
► Ey iman edenler! Cuma Günü namaz için (ezan okunup) çağrıda bulunulduğunda, Allah’ı zikretmeye (namaza) koşun ve alışverişi bırakın. Şayet bilirseniz bu, sizin için en hayırlı olandır. (62/Cuma, 9)
► Namaz bittiğinde yeryüzünde yayılın/dağılın. Allah’ın lütuf ve ihsanından arayın. Allah’ı çokça zikredin ki, kurtuluşa eresiniz. (62/Cuma, 10)
► Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız, sizi Allah’ı zikretmekten alıkoymasın. Kim de bunu yaparsa işte onlar, hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (63/Münafikûn, 9)
► O kâfirler zikri/Kur’ân’ı işittiklerinde, neredeyse gözleriyle ayaklarını kaydırıp (seni devireceklerdi). Ve derler ki: “Şüphesiz ki o, bir delidir.” (68/Kalem, 51)
► Onları denemek/imtihan etmek için... Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, onu zorlu bir azaba sokar. (72/Cin, 17)
► Ve sabah akşam Rabbinin adını zikret. (76/İnsân, 25)
► Ve Rabbinin ismini zikredip namaz kılan. (87/A’lâ, 15)